yakup kiraz
 
  12 EYLÜL VE GENÇLİK
  ÖĞRENCİLERİ NASIL HARCADIK
  ZENGİN KÖPEĞİ : KONTES
  VATAN SAĞOLSUN
  ADAM VE AZRAİL
  KANUNNANAME
  DEDEMİN PARKI
  HEPİMİZ FARKLIYIZ
  BEN KİMİM?
  İletişim
DEDEMİN PARKI

Dedem dedi ki :

Gel seninle çocuk parkına gidelim,

Hem eğlenelim hem de öğrenelim.

Dede dedim:

Ne öğrenilir ki?

Güldü usulca: Hele bir gidelim

Park  deyip geçmeyelim.

 

Önce tahterevalliye beni oturttu

Kendisi de karşıki koltuktan tuttu

Bak dedi,hayat da böyledir

Eğer birileri yardım ederse kaldırmaya

Hayatta da böyle yükselirsin

Bir zaman sonra mecbursun yalvarmaya

Bırakırsa yere serilirsin

 

Salıncağa bindirip sıkı tut dedi

Bir ileri bir geri gidişten korkma

Hayatın da işte böyle olacak

Salınıp salınıp bir zaman sonra

Başladığı an gibi son bulacak

 

Kaydırağa geçtik hemen sonra.

Çık dedi merdivenleri ağır ağır

Basamak sayısı seni korkutmasın

Birazdan ne güzel kayacaksın.

Hayat da böyledir, önce yorulacaksın

Yılmayıp çalışacaksın

Kalan günlerini rahat yaşayacaksın.

 

O gün dedemden çok şey öğrendim,

Söylediklerini hala hatırlıyorum.

Oyuncaklar baki, oynayanlar faniymiş

Ne demek istediğini şimdi  anlıyorum.

 
YALAN DÜNYA  
  Boşa üzülmüş ,boşa gülmüşüm
Hepsi hayalmiş,rüya görmüşüm
Boş yere sana değer vermişim
Yalan dünya;boşa aldattın beni

Aldandım sözüne,düştüm peşine
Malına ,mülküne,güzelliğine…
Sarılsaydım keşke hakkın sözüne
Yalan dünya; boşa aldattın beni

Ne ana kaldı,ne baba; nerede evlat?
Her şeyi aldın , ettin mi rahat?
Görmedim gerçeği bende kabahat
Yalan dünya; boşa aldattın beni

Verdiğin bu muydu, bu nasıl yatak?
Doldurdun gözümü taş ile toprak
İster ağla , ister gül halime bir bak
Yalan dünya; boşa aldattın beni
 
Facebook beğen  
 
 
KARDEŞ ÇOCUKLARININ ÖYKÜSÜ  
  KARDEŞ ÇOCUKLARININ ÖYKÜSÜ

İki kardeş iki yandan ve iki koldan
Dağlardan ,derelerden ,ovalardan geçtiler
Acılarını katık yapıp yıkık umutlarına
Gecelerden gündüzleri çalarak yürüdüler
Açtılar, açıktılar, perişandılar.
Yanlarında hayvanları ,kadınları, çocukları
Nakış nakış örülmüş kıl çadırları vardı.
Günlerce yürüdüler gölgeleri üstünde
Güneşe en yakın oldukları bir anda
Gözleri parladı önce gidenin.
İşte !Dedi .Burası bizim haydin ekelim
Burası yurt olsun burada ölelim .
Diğer kardeşte geldi bir zaman sonra
Başlangıcıydı vakit sabrın ve çilenin
Büyüdüler, çoğaldılar başak taneleri gibi
Hoyrat rüzgarlara direndiler dökülmeden
Un ufak oldular karıştılar zerresine kadar
Kardeşlik gemisiyle zamanları aştılar
Öyle bir zaman geldi ki şaşırdılar
Fesatlığa ,haksızlığa, kavgaya başladılar
Bir bilen çıkmadı, bir yol gösteren olmadı
Hepsi suçu karşısındakinde aradı
Haklı haksıza karıştı , artık herkes haklıydı.
Anaların göz yaşı kan oldu aktı.
Geceler uykusuz, gözler yolda, el tetikteydi artık
Mermi sesi ,tank sesi ,top sesi tüm sesleri bastırdı
Sanki herkes sersem ,herkes kör,herkes sağırdı
Anaların göz yaşı kan oldu aktı .
Biri Mehmet’im diye koştu sarıldı
Biri Memo dedi sana nasıl kıydılar
İkisi de aynı yanıklıkta ağladılar
İkisinin de ciğeri aynı ateşle yandı
Ama çocukları onları duyamadı
Yazık oldu evlenip çoluk çocuğa karışacaktılar
Yaşasaydılar!
 
Bugün 4 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol